tag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post2687717904749224049..comments2023-06-25T01:15:08.892-07:00Comments on lusin: Kırmızının serüveni Ilusinhttp://www.blogger.com/profile/00294476356894060795noreply@blogger.comBlogger15125tag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-22894370080425539902009-05-11T03:58:00.000-07:002009-05-11T03:58:00.000-07:00ah pusarık geç de olsa güzelmiş yanıtın. bir daha ...ah pusarık geç de olsa güzelmiş yanıtın. bir daha lütfen çok dikkatli ol şifre mifre girerken, tamam mı?lusinhttps://www.blogger.com/profile/00294476356894060795noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-40807221548129435802009-05-10T13:55:00.000-07:002009-05-10T13:55:00.000-07:00işteyken aceleye geliyor belki de yanlış şifre gir...işteyken aceleye geliyor belki de yanlış şifre girdim ve öylece pencereyi kapatıverdim... oluyor bazen öyle.<br /><br />yorumun üstünden günler geçti ama hatırladığım kadarıyla şöyleydi: <br /><br />çocukluğumun kırmızısı siyasileşen tehlike sembellerine dönüşüverip dur dediğine değinmiş bunu yasaklı betimlemelerle süslemeye çalışmıştım, ardından carmen gelmişti, yeniyetme bir kızın kırmızıyı tutkuya boyamaya başlamasıydı bu, sonra bir kitabın adında bile gizli kapaklıydı kırmızı ve moda olup şarkı diye dile dolanmasına rağmen kırmızı pek bana yakışmıyordu kanımca... yakınlığın kalıplarda kesilip üstüme giydirilmesinin ardından kırmızı akça pakça üstümdeydi, artık kızılderelilerle bile ahbap olabilirdim... fakat yine de cevabı bilmiyordum.pusarıkhttps://www.blogger.com/profile/03062894616957985750noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-84896936253639246162009-05-06T01:22:00.000-07:002009-05-06T01:22:00.000-07:00yo, hayır pusarık, gelmedi yorumun. hay allah, yan...yo, hayır pusarık, gelmedi yorumun. hay allah, yanlış bir şey mi yaptın acaba? keşke gelseydi, merak ettim şimdi.lusinhttps://www.blogger.com/profile/00294476356894060795noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-61316567328219855742009-05-06T01:21:00.000-07:002009-05-06T01:21:00.000-07:00selam şenay, iyilik, n'olsun işte. bir bilmece var...selam şenay, iyilik, n'olsun işte. bir bilmece var aklımda da ilginç gelir mi, bilemedim. şu bilmeceleri çeşitlendirmek istiyorum çünkü bir yandan da. sinema da olabilir konu ama neden bilmem, dikkatim dağınık biraz. dur bir bakalım, belki yazarım biraz sonra.<br /><br />senden n'aber?lusinhttps://www.blogger.com/profile/00294476356894060795noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-53213768215163302112009-05-05T22:30:00.000-07:002009-05-05T22:30:00.000-07:00dün upuzun bir yorum yazdım, bekletiyor musun acab...dün upuzun bir yorum yazdım, bekletiyor musun acaba dedim ama yok gibi, sanırım öyle cesur yorumlar yapmak bana nasip değil :)pusarıkhttps://www.blogger.com/profile/03062894616957985750noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-19118953681238946472009-05-05T09:48:00.000-07:002009-05-05T09:48:00.000-07:00selam, naber?selam, naber?senay izne ayrildihttp://sahip.wordpress.comnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-58386998867234947822009-05-05T02:01:00.000-07:002009-05-05T02:01:00.000-07:00hımmm... çok teşekkür ederim. sizin fransıca'nız ç...hımmm... çok teşekkür ederim. sizin fransıca'nız çok iyi değil mi? ingilizce'de renk adı olarak kullanıldıklarında carmine:lal, scarlet:kızıl, crimson:kızıli sözcükleriyle karşılanıyor. ancak türkçe ve ingilizce renk adları büsbütün ilişkisiz değilse de bazen birbirini tutmuyabiliyor. <br /><br />bu arada ingilizce'de "kırmızıya boyamak" anlamına gelen rubricate,latince'den rubia sözcüğünden kaynaklanıyormuş. kök boyasına verilen bir ad ve 500 kadar cinsten oluşan rubiaceae ailesinin türkçe'deki karşılığı kökboyasıgiller (miş).<br /><br />tekrar teşekkür ederim. size müzik koydum, dinliyor musunuz?lusinhttps://www.blogger.com/profile/00294476356894060795noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-51275482483119431502009-05-05T01:31:00.000-07:002009-05-05T01:31:00.000-07:00Bu arada Fransızca'da rouge = kırmızı, roux = kızı...Bu arada Fransızca'da rouge = kırmızı, roux = kızıl demek. Her ikisi de aynı köke dayanıyor(muş). Rubeus ve ruber.<br /><br />Selamlar,Günlerin Tortusuhttps://www.blogger.com/profile/06854363074800306492noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-79893063360497472242009-05-05T00:40:00.000-07:002009-05-05T00:40:00.000-07:00bu arada yanıtlar için yine burçay anger'in cafe p...bu arada yanıtlar için yine burçay anger'in cafe pazar'da olan en çekici, en kahraman yazısından yararlandım. teşekkür ediyorum buradan.lusinhttps://www.blogger.com/profile/00294476356894060795noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-88581677591813964692009-05-05T00:34:00.000-07:002009-05-05T00:34:00.000-07:00erhanbey, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ed...erhanbey, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. özellikle rüyada kırmızı görmenin ne anlama geldiği konusuyla çok ilgilendim. benim yazımda olan bu boşluğu doldurduğunuz için çok teşekkür ederim. hatta, bana, rüya tabir kategorisi açmam için esin verdiniz. tez zamanda o konuda okumam gerek.<br /><br />erhanbey şimdi aklıma geldi; dün gece rüyamda abdullah gül'ü gördüm. onun asistanıymışım ve işimi iyi yapmak, ona olan sadakatimi göstermek için yanıp tutuşuyormuşum. kabinede olan değişikliğin, onun parti içinde hala çok sevilen biri olduğunu gösterdiğini söylüyorum. yemin ederim. bir ara niyeyse başımızı kaldırıp gökyüzüne, bulutlara bakıyoruz. abdullah gül'ün annesi varmış arkasında ve oğlunu böyle göğe bakarken görünce duygulanıp yanaklarından öpüyor. herneyse acil bir toplantı için çıkmamız gerekiyormuş, ben gri etek, siyah vceket giyiyorum ve büyük evrak çantamı yükleniyorum. önümde abdullah gül, arkasında ben, ama yürüyemiyorum. yemin ederim. şimdi, bunda kızıl nerede diyeceksiniz. işte içimdeki umutsuzluğa ve kedere bir renk vermek gerekseydi, kızıl olurdu galiba.<br /><br />neden böyle tuhaf bir rüya gördüm acaba, çok ilginç.<br /><br />hah, bu arada çok sevdiğinizi bildiğim sscb bayrağı için bir şey diyecektim size. ruslar kızıl sscb olunca kızıl bayrakları nereden gelmiş olabilir? o döneme kadar klasik avrupalı, aristokrat, feodal simge-arma renkleri olan mavi, beyaz, sarı ile yanyana bir kısım kırmızı kullanmış olabilirler ama, dünyayı sarsacak bir devrimden sonra birden çıkıveren kıpkızıl bayrak neyin nesi? nerden olacak, mö birinci binden itibaren çinlilerle birlikte ilk bayrak (sembol, tuğ) kullanan, tarihin ilk kavimler birleşmesiyle ordu-devlet prototipini oluşturmayı başaran türkler'den! üstelik ilk kez, bir bayrağın tarih boyunca birikimlerle kendiliğinden kazanmış olduğu derin bir anlamı açıkça haykırmak amacıyla.isyan, zulme direniş, özgürlük!<br /><br />çok teşekkür ederim katkınız için erhan bey, ziyaretinizin benim için anlamı çok büyük.lusinhttps://www.blogger.com/profile/00294476356894060795noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-33774398520738295482009-05-05T00:20:00.000-07:002009-05-05T00:20:00.000-07:00stadyumdan "bravo atilla!tanrı'nın kılıcı atilla!"...stadyumdan "bravo atilla!tanrı'nın kılıcı atilla!" tezahüratları yeri göğü inletirken, bayan lusin ancak bir kraliçe'de olabilecek soğukkanlılıkla "teşekkür ederim atilla, bildiniz," der; elindeki kılıcı atilla'nın sol omzuna uzatarak, "sizi şövalye ilan ediyorum" diye devam eder. stadyumdan coşkuyla "hurra!" sesleri duyulur, müzik başlar, hokkabaz ve sihirbazlar maharetlerini gösterir, kızıl ale'ler su gibi akar.<br /><br />bayan lusin, küçük, zarif elinin yumuşak bir hareketiyle halkı susturur ve eğlenceye olduğu kadar bilgiye önem veren bir kraliçe olduğunu gösterir: "atilla'nın pek güzel ifade ettiği gibi bilmecemizin yanıtı Ruslar, olacaktı. hayır, 1917 ekim devrimi'nden sonra lenin'in kurduğu, amerikan'ın korkulu rüyası kızılordu nedeniyle değil. "Rus" sözcüğü doğrudan eski İsveçce kızıl anlamındaki, 9. yüzyıla doğru kuzey karadeniz, kıyılarına, volga ve dinyeper ırmakları boyunca ta bakü'ye kadar uzanıp dehşet saçan, kızıl-sarı saçlı iri kıyım viking savaşçılarına "Routsi" aslından bozulup "Rhos" (kızıllar)olarak verilen lakaptan kalmadır.<br /><br />en meşhur komutanları da zaten "kızıl erik" olan bu viking, gal-kelt karışımı cengaverler, latin dillerine de "ruj" yani, kızıl sözcüğünü bıraktılar. bizim hızır reis'in akdeniz'deki adı da barbarossa (kızıl reis, kızıl baba, barbar. barba: eski rumca'da usta, baba, meyhaneci baba)değil midir zaten, kırmızı sakalından ötürü?...<br /><br />evet, ruslar daha kızıl rusya olmadan, adları "kızılsaçlı vikingler"den kaldı. <br /><br />işte böyle. hadi şimdi eğlenmeye devam edin. müzisyenlere, sizin için müthiş şarkılar söylemelerini emrediyorum şimdi.<br /><br /><br />sevgiler, sevgiler, sevgiler...lusinhttps://www.blogger.com/profile/00294476356894060795noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-11948757325024661662009-05-04T23:56:00.000-07:002009-05-04T23:56:00.000-07:00ooo duman, demek uğraşıp gugıl'a baktın, şahane! ş...ooo duman, demek uğraşıp gugıl'a baktın, şahane! şahane!<br /><br />senin zihnimdeki imgen büyük olasılıkla yanlış, ama bu imgeye sadık kalacağım. senin imgen, biraz şeye benziyor zihnimde... the hours filmini izlemiş miydin? hani çoğu virginia woolf'un mrs dalloway kitabından uyarlanan film? hah, işte o filmdeki ed harris'e. sen pencere önünde oturmuş dünyaya tiksintiyle bakan şairmişsin. nefis şiirler yazıyormuşsun ve ödül filan da almışsın, ama hiç umursamıyormuşsun. ben, mrs dalloway gibi elim kolum çiçeklerle gelmişim ve seni akşamki, aldığın ödül için düzenlediğim partiye gelmeye ikna etmeye çalışıyorum. sen kederle beni dinledikten sonra, umursamazca o kirli perdeli pencereden bakmaya devam ediyorsun. ben merly streep gibi dudaklarımı ümitsizce büzüp seni üzecek sözler söylememek için elimle kapatıyorum ağzımı. son bir gayretle ve belki neşemi sana da bulaştırırım diye, gülümseyerek daveti yineliyorum ve ses tonumda "normal" insanları andıran bir çınıltı var. istiyorum ki o kasvetli oda bu çınıltı ile aydınlansın biraz. asansörden inerken geleceğinden tümden ümitsizim, ama kendimi kandırıp parti için hazırlayacağım yemekleri düşünüyorum.<br /><br />hımmm? çok mu karamsar oldu. ama işte sen hiç sevmediğin bir bilmece olayına dalıp gugıl'a baktıysan bu müthiş sevindirici bir haber! yaşasın! şu kızılın şiddetiyle yüzüne renk geldiyse, "bana mavi de!" adlı bilmeceyle sana saf oksijen vermiş gibi olacağım. her şey çok güzel olacak o zaman.<br /><br />:)<br /><br />yürekten ve içten teşekkürlerimi kabul et, lütfen. varlığın yeter, biliyorsun.lusinhttps://www.blogger.com/profile/00294476356894060795noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-40982475859147187922009-05-04T12:01:00.000-07:002009-05-04T12:01:00.000-07:00kırmızı, islam kültür dairesinde, yaşam, sağlık ve...kırmızı, islam kültür dairesinde, yaşam, sağlık ve kanla bağlantılıdır. bereketi garantiler görünen duvağın rengidir ve kötü güçlere karşı koruyucu bir renktir. kırmızı şarap, ateş(olumlu yönleriyle) ve kırmızı gül, hepsi de ilahi azamete işaret ederler. ridâ-i kibriyâ, "ilahi azamet hırkası"nın parlak kırmızı olduğu söylenir. rüyalarda, kırmızı şeylerin görülmesi bir dileğin gerçekleşmeyeceğini gösterir.rüyada görülen kırmızı giysiler ibnü'l verdî'ye göre kadın için güzel ve iyidir, erkekler için bayram günleri ve iyi haber anlamına gelir.benhayattaykenhttps://www.blogger.com/profile/07227874496262254045noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-21655839505377823162009-05-04T08:19:00.000-07:002009-05-04T08:19:00.000-07:00Ulan Bator'un ulusal stadında Kızıl Yıldız'la Kızı...<A HREF="http://tr.wikipedia.org/wiki/Ulan_Batur" REL="nofollow">Ulan Bator</A>'un ulusal stadında Kızıl Yıldız'la Kızıl Kmerler arasında oynanan futbol maçının hakemi bir kızılderiliydi -hayır Hintli değil. Stadyumu ise açığından kapalısına, numaralısından şeref tribününe kadar Kızıl Ordu mensupları doldurmuşlardı.<br /><br />Kızıl Çin'de kızılcık şurubu dağıtılırken stadda, vikinglere özenildi ve kızıl ale içildi bu maçta. (Kızıl Erik'in ruhuna valhalla!)<br /><br />Kızıl Sakal nam bir kaptan-ı deryanın bu maçta Kızıl Kmerlerin kaptanı olduğu uzunca yıllar rivayet edilmiş olsa da bunun meşhur bir galat olduğu ve hangi gavadın bu galadı çıkardığı hiçbir zaman bilinemedi.<br /><br />Maçın ortalarına doğru çok içmekten mi, maçın muhteşemliğinden mi yoksa başka bir nedenden mi bilinmez, tüm stadyum ahalisi sanki en sert rus votkasına alışık değilmiş gibi tezahürata başladı:<br /><br />"....................."<br /><br />Yanımdaki arkadaşım -ki ben Rusça bilmiyordum ve o hem bir vejetaryendi, hem de ağzına alkol sürmezdi- bu alkolik Kızıl Ordu mensuplarının eski bir askeri usule uygun olarak anlamı Kızıl olan o ülkenin adına tezahürat yaptıklarını ve buna hiçbir zaman anlam veremediğini bana fısıldadı.<br /><br />O gürültüde onun fısıltısını duymuş olmam bile mucizeydi.<br /><br />----------<br /><br />Lusin Hanım, siz bu ülkenin adını biliyor muydunuz? Google bugün bozuk da ;)Günlerin Tortusuhttps://www.blogger.com/profile/06854363074800306492noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3560851827139823464.post-20173393776642057952009-05-04T07:58:00.000-07:002009-05-04T07:58:00.000-07:00hakkaten gugılda bulamadım ama bak eritre yunanca ...hakkaten gugılda bulamadım ama bak eritre yunanca da kızıl demekmiş.<br />azerbaycan daki azer de farsça ateş anlamına geliyormuş.<br />ayrıca makarna güzelmiş ellerine sağlık lusin.dumanhttps://www.blogger.com/profile/00951647640123112155noreply@blogger.com