18 Aralık 2009 Cuma

bir emniyet müdürlüğü arşivcisinin şifreli itirafı




Adli týp doktoru olma isteðim, henüz çocukken baºlayan ve annemi dehºete düºüren migren aðrýlarým, bozuk sinirlerim, sinirsel kasýlmalardan muzdarip midem yüzünden fiyaskoyla sonuçlandý. Doðru düzgün bir eðitim alamadým. ªans yine de yüzüme güldü ve insan bedenine duyduðum tutkulu ilgimi doyuracak bir meslek edinebildim; Ý… ºehri emniyet müdürlüðünde arºiv sorumlusu olarak çalýºýyorum. Arka bahçeye bakan odalardan birinde dilediðimce yalnýzým. Mesleðim, zararsýz kaðýtlarý tasnif ediyor olmam nedeniyle benim için kaygýlanýp duran annem açýsýndan yeterince güvenli; kanlý cinayetlerin fotoðraflarýna karºý soðukkanlý bir duruº kazandýðýmý hesap eden babam içinse gerektiðince erkeksi. Bense… daha yüreklice nasýl anlatýlýr bilmiyorum… narin bedenimin arkasýnda sapkýn bir ruh taºýyorum ve bu ruh, parçalanmýº insan bedenlerini anlatan tutanaklar, yerinden sökülüp yeniden çile yapýlmýº baðýrsaklar, koparýlýp abajur saksýsýna yerleºtirilmiº kafalar, ele tutuºturulmuº cinsel organlar, aðza týkýºtýrýlmýº kulaklar, kendince titiz bir düzenlemesi olan ama sýradan bir göz için darmadaðýnýk býrakýlmýº incelikle parçalanmýº ceset fotoðraflarýyla tatmin olabiliyor. Mesleðim ailecek mutlu ediyor bizi.

Henüz çocukken, anneciðimin özenle içirdiði ýlýk sütlere raðmen uyuyamaz, uzaylýlar tarafýndan kaçýrýldýðýmý düºlerdim. Bambaºka organlara, bambaºka beden oranlarýna sahip uzaylýlar, insan bedenime ºaºkýnlýkla, ilgiyle bakarlardý. Ben de onlarýnkine. Çocuk düºgücüyle, uzaylýlarý, bacaklarý kafalarýndan çýkan, gözleri karýn bölgelerinde faltaºý gibi açýk saða sola dönen, kulak varsayýlan organlar yerinde iki pembe dil sallanýp duran yaratýklar olarak tasavvur edrdim. Uzaylýlarla birbirimizi eller dururduk. Ten denilen ºey bizi kýsýtlar, ellerimizle o fazlalýk örtüyü delip içeriye daha içeriye bakmak isterdik. Hep daha yakýn olmak isteyen dostluðumuz göz yaºartýcýydý.

Bir cinayet sahnesini ahlaki ya da hukuki olarak deðerlendiremeyip onu bir sanat eleºtirmeninin bakýºýyla incelediðim için tanrý beni affetsin. Her yeni cinayet dosyasýndaki fotoðraflar benim için sadece ama sadece estetik bir deðerlendirmeye tabii. Katili bir günahkar olarak deðerlendirmek bana kalýrsa, yapmacýk, özenti bir tavýr, ºýmarýk bir kibirden baºka bir ºey deðil.Yapmam bunu. Onu, alçakgönüllü bir sanatçý olarak deðerlendirir, yokediº eylemini orijinal bir yaratý, titiz bir çabanýn sonucu olarak görürüm.

Bazý zamanlar, koridorun dibindeki odamdan çýkýp, eserini heyecanlý gözyaºlarýyla alkýºladýðým katilin sorgusunda bulunmak için can atarým. Sorguda, anlýk cinayetlerin katillerinin itiraflarýný bir tür yandaºlýk duygusuyla dinlerim. Doðrusu tutkum, tasarlanmýº, kanlý cinayetlerse de anlýk cinayetlerin komedisi de büyüler beni. ªöyle derler mesela;

“Sütlü kahvesini küçük bir kaºýkla karýºtýrmaya baºladý. Sývý, alüminyum aletin bu ºiddetli müdahalesiyle taºtý. Fincan bayaðýydý, kahvehane de ikinci sýnýftý, kaºýðýn üstünde geçmiº günlerin pasý vardý. metalin cam üstünde çýkardýðý ses duyuluyordu. ªýngýr mýngýr, ºýngýr mýngýr. Sütlü kahve, ortasýnda girdap gibi bir delikle ha babam dönüyordu.

Karºýsýnda oturuyordum. Kahvehane doluydu. Adam durmadan karýºtýrýyordu. Dingin, gülümseyip bana bakarak. Ýçimde bir ºey kalktý. Ona öyle bakmýº olmalýyým ki, açýklama yapmaya zorunlu hissetti kendini.
-Bir türlü erimedi ºeker.
Bunu kanýtlamak için kaºýðý bir iki kere fincanýn dibine vurdu. Sonra daha büyük bir güçle karýºtýrmaya koyuldu yine. Karýºtýr babam karýºtýr. Durmaksýzýn, dinlenmeden! Camýn üstünde kaºýk sesi. ªýngýr mýngýr, ºýngýr mýngýr, durmadan, sürekli, sonsuza dek. Dön Allah dön. Gülümseyerek bana bakýyordu. Tabancamý çýkarýp ateº ettim.”

Ben, sorgu odasýnýn camýndan itirafý dinler, kendimi tutamaz, kýs kýs gülerim. ݺ arkadaºlarým büyük bir ciddiyetle, yadýrgayan gözlerle bakarlar bana. N’apayým, anlýyorum adamý, yürekten de katýlýyordum hem.

Mesela siz hiç iliºkinin doðasý da gereði dostunuzla ayný ºeyleri düºünmenin insaný düºüreceði ºöyle bir çaresizlik yaºamadýnýz mý?

“ Doðrusu bunun ortaya çýkacaðýna inanmýyordum. Evet, en iyi dostumdu. Kuºkusuz. Ben de onun en iyi dostuydum. Ama son zamanlarda ona tahammül edemiyordum. Aklýmdan geçen her ºeyi önceden biliyor, tahmin ediyordu. Kaçmak olanaksýzdý. Aklýmda henüz ºekillenmek üzere olan düºüncelerimi bile önceden biliyordu. Çýrýlçýplak yaºýyor gibiydim. Ýyi hazýrladým ölümünü. Belki cesedi anayolun fazla yakýnýna býraktým.”

Bunlarý dinlerken, içimden zýp zýp zýplamak, kahkahalar atýp dansetmek geliyor.

“ -Bir lokmacýk daha?
Hayýr diyemedim. Üstelik pilavý da hiç sevmem.
-Biraz daha. Ha, almazsan pilavýmý sevmedin demektir.
Gýrtlaðýma kadar doymuºtum. Yapmaktan baºka çarem kalmamýºtý. Zavallý kadýn, gözleri açýk gitti sonsuzluða.”

“Onu önce düºümde öldürdüm. Sonra bunu gerçekleºtirmek zorundaydým. Baºka yolu yoktu”

Çok ºiirsel, deðil mi?

“Býçaðý aºaðýdan yukarýya, bir mandayý deler gibi soktum. Seviºirken boº gözlerle tavana bakýyordu çünkü.”

Süper! Süper! Kadýnlara ibret olsun diye gazetelerde yayýnlamalý bunu, hiç deðilse orgazm taklidi yapmayý düºünürler böylece.

“ Benden kuvvetli olduðu için öldürdüm onu.”

“Ondan daha kuvvetli olduðum için öldürdüm onu.”

“Midem aðrýdýðý için öldürdüm onu”


Ya da çok ºairane itiraflar;

“Siz, düzen adamlarý, iºleri týkýrýnda gitmiºler, asfalt yollarýndan sapmamýºlar,
paranýn deðerini analarýnýn karnýnda öðrenmiºler, her zaman kendi yaºýnda hep doðru yerde bulunmuºlar, hayatlarýný iºlerine gelen teoriye uydurmuºlar, iºlerine gelen teoriyi bellemiºler, siz zavallýlar,ciðeri beº para etmezler.

Geberip gittiðimizde ayný bokun içinde, ayný leº kokularýný salmakla mý, Allahsýz bir öbür dünyanýn var olduðuna hep birlikte kani olduðumuz o kapkaranlýk boºlukta mý eºitleneceðiz diye teselli bulacaktým! sizi ºerefsizler!

Ancak topunuzu mezara gönderirsem, tek tek mezarýnýza tükürürsem içim rahat eder.
Kana susadým kana! Büzüºmüº yüreðiniz, boº zamanlarýnýzda çalýºan vicdanýnýza ters mi geldi ha!”

Katil, daha sonra hüngür hüngür aðlayarak, karºýlýk bulmamýº bir aºk acýsýyla cinayeti iºlediðini itiraf ettiðinde, tiksintiyle baºýmý çevirdim. Nedensiz cinayetlerini sadece cinayet estetiði yüzünden iºleyen bir dost kazandýðýmý sanmýºtým. Yazýk.
Ama geçelim bunlarý. Benim için kutsal olan, ayrý bir çekmecede tek baºýna sakladýðým, Londra’da iºlenmiº seri cinayetlerin dosyasýnýn kopyasýný açýyorum her akºam bir ayin yapar gibi. 1888 yýlýnýn Whitechapel’ini bir ibadet alaný gibi dolaºýyorum hayallerimde. Tamamý fahiºe olan kurbanlarýn önce boðazlandýðý, sonra boðazlarýnýn kulaklarýna kadar kesildiði, karýn ve cinsel organlarý deºilmiº, bazý organlarý çalýnmýº, bazen de burun veya kulaklarý kesilmiº ve mektuplarýyla birlikte zarfýn içinde bulunduðu, hemen her seferinde cesetlerin dizlerinin karna kadar çekilmiº ve bacaklarý açýk bir ºekilde býrakýldýðý ºeklindeki o zamanýn polis kayýtlarýný, hayali resimleri nefesimi tutarak okuyor, inceliyor, okºuyorum.
Dosyasý cinayetlerden iki sene sonra kapatýlmýº, ancak Ýngiliz dedektiflerive bilim adamlarý, modern teknolojinin de yardýmýyla halen cinayetleri aydýnlatmaya çalýºýyorlar. Kusursuz cinayetlerin mükemmel örneðini veren bu ustanýn çalýºmalarýný ben de inceliyorum. Tarihi aydýnlatmak ya da onu ifºa etmek için deðil. Sadece ona hayran bir çömezinin, kimin ruhuna dua edeceðini bilmesi için.


***

unutulmuş not günler sonra hatırlanır:

bu yazıyı yazmadan önce,

. oğlak bilimsel kitaplar serisinden çıkan eugenia parry nin yazdığı, "bir albüm dolusu cinayet"

. mitor yayınlarından çıkan max aub'un yazdığı "örnek suçlar" (burada şairane itiraf dışındaki itiraflar bu kitaptan alınmadır)

. iletişim'den çıkan thomas dequincey'in yazdığı "güzel sanatların bir dalı olarak cinayet"kitaplarını okudum. peter ackroyd'un "cinayet sanatı" kitabı d aokunabilirdi ama bilmece yazma heyecanı sarmıştı beni bir kere. siz okuyun.


yazı webdings fontu ile şifreli yazıldı ama blogspot her ne hikmetse bu dağınıklığa daha fazla dayanamayıp kendince bir düzen getirmiş. böyle olunca yazının esprisi de azalmış. yetineceğiz.


4 yorum:

pusarık dedi ki...

müthişti :)

bu çömezin anlattıkları oldukça zarifti açıkçası, itiraf etmeliyim ed gain'i seyrettiğim sıra kadın derisini giysi yapıp dansettiği sahnede kahkahalarımı tutamamıştım, bu itiraf da beni bir hayli güldürdü.

dexter sabah kahvaltısıyla güne ve de filme başlarken hayatına karışmış o cinayet açlığını seziyor ya insan, ilginçtir her cinayet içinde biraz mizah da barındırıyor dikkatli bakınca, belki de neden olduğu adrenalin salgısıdır buna sebep ya da olayın dehşetine etkili bir maske, bilemiyorum tabi o kadarını...

neo dedi ki...

şahane olmuş yine!

bu tür karakterleri seviyorum ben. sakin, normal görünüp içinde derin bir karanlıkla dolaşanları. bir önceki yorumda pusarık dexter'den söz etmiş ya, onu da severim bak. sen dizi izliyor musun lusin? dexter'ı seversin sen de.

ben edebiyatta polisiye, korku türünü seviyorum ama fotoğraflar bana fazla geliyor. oglak yayınlarından çıkan bir kitap vardı: "bir albüm dolusu cinayet" diye. 1900'lerin başında paris'te işlenmiş cinayetlerin kurbanlarına ait siyah-beyaz fotoğraflar vardı kapağında ve kitapta. görünce bir heves almıştım ama ne okuyabildim ne de kitaplıktaki varlığına tahammül edebildim. hiçbirine uzun bakamadım zaten, hızlı hızlı geçtim, sonra da sahaf'a verdim. bana cinayet olacaksa yazılı olsun, suç mahallini, kurbanı anlatsın detaylarıyla ama gerisini hayal gücüme bıraksın.

bulmaca var mıydı bu sefer? son bölümdekiyse çok kolay geldiğinden bulmacadan saymadım deermişim ;)

şenay izne ayrıldı dedi ki...

orda mısın?

lusin dedi ki...

selam selam selam
offff... offf çekmek sıcak günlere özgü sanki. yapmayalım şimdi. sıkıntıdan patlasanız da kışın dondurucu soğunda off çekilmez. ayyy... da dememelisiniz. kış günleri için özel sıkıntı ünlemleri bulmak gerek. derhal! neden? donuyorum çünkü. size şu soğuk kış günlerine yakışır bir bilmececik olsun sorabilmek için antarktika'ya yapmayı göze aldığım bu akılalmaz yolculuğun sıkıntısı öyle büyük ki, buna uygun bir ünlem uydurun, lütfen. çabuk! mesela göğsünüzü nefesle şişirin, yüzünüze korkunç bir ifade vererek, hooooooo....hooooo, diyebiliriz sanki şu off ya da ayy yerine. olmaz mı?

***
aslında sondaki ingiliz usta seri katil bir bilmeceydi ama sormaya bile utanmışım, her biri aynştayn olan siz sevgili bilmece çözücülerinin zekasına hakaret olmasın diye.

***

dexter'ın hayranıyız. ve neocum bildiniz, elbette o kitabı okudum, seviyorum da. metnin altına not olarak da iliştirdim. hem korkuyorum hem seviyorum bu fotoğrafları. ayrıca en yakın zamanda adli tıp kitapları alıp incelemek istiyorum.

***

şenay,
ne güzel seninle benim hiç konuşmadan birbirimizi kollamamız. yazılarını okuduğumda ya da işte gelip, orda mısın, diye soruyorsun ya, bende şey oluyor... ruh halim anında değişiyor, derinleşiyor, tuhaf kristalize bir şey oluyor. nasıl yapıyorsun, senin bendeki imgen neden bu kadar güçlü bilmiyorum. teşekkür ederim. sorman ne hoş oldu. ben belki üşenmezsem size şu kuzey buz denizi maceramı yazarım sordun diye.

bu sefer hediye yok.
bay!